21 Haziran 2013 Cuma

Tek Başına-Lisa Gardner (Polisiye-Cinayet)

Silahlı bir adamın, karısını ve oğlunu rehin aldığı ihbar edilir. Komşular silah sesleri duyar. Evden gürültüler gelmektedir. Boston emniyet teşkilatı ayaktadır. Olay yerine ilk gelen keskin nişancı Bobby Dodge'un tek başına namlunun arkasından seyrettiği, sıradan bir karı-koca kavgası mı, yoksa ustaca tezgâhlanmış bir oyun mudur? Öfkeli kocanın parmağı tetikte kenetlenmişken memur Dodge'un karar vermek için zamanı daralmaktadır. 

Güzel, alımlı ve tehlikeli Catherine Rose Gagnon için bu ilk kabus değildir. Yirmi beş yıl önce, henüz küçük bir kızken acımasız bir sapık tarafından kaçırılmış ve toprağın altında kabus dolu bir ay geçirmiştir. Şimdiyse kocası gözlerinin önünde öldürülmüştür. Üstelik bütün gücünü ve bağlantılarını kullanmaya hazır olan kayınpederi Yargıç Gagnon, oğlunun ölümünden dolayı Catherine'i suçlamaktadır. Etrafındaki çember gittikçe daralan Catherine akıntıya karşı tutunacak bir dal aramaktadır.

Bay Bosu, işlediği korkunç suçlar yüzünden yattığı yüksek güvenlikli hapishanede geçirdiği yalnızlık dolu yıllardan sonra hayatta kalmayı başarmıştır. O artık özgür bir insandır. Kimsenin adını, sanını bilmediği, bütün dünyanın unuttuğu bir adam. Onun unutmadığı tek şey ise intikamdır.

Yıllar süren zorlu eğitim, gecesi gündüzü belli olmayan bir hayat, aileye ve aşka yer kalmayan bir dünya. Ve bütün bunlar tek bir atış içindir. Namlu henüz soğukken yapılacak tek bir atış. Bir kurbanın başına silah dayalıyken keskin nişancının yaralama ya da sakat bırakma lüksü yoktur. 

Bir can kurtarmak için bir can alırsınız... Ve bedelini bir ömür boyu ödersiniz...



Kitabın tanıtımı böyle.. Konusuna gelince Saklambaç kitabıyla bağlantılı olduğunu söylemiştim. Kitabın baş karakteri Catherine'in Saklambaç kitabında da olduğunu belirteyim. 

   Catherine 12 yaşındayken okul çıkışı 18lik bir psikopat tarafından kaçırılıp akıl hastanesinin bahçesindeki bir çukura kapatılıyor. Orada tecavüze uğruyor şiddet görüyor yaklaşık 1 ay sonra bulunuyor. Eh haliyle psikolojisi mahvoluyor ve hiç düzelemiyor. İçine kapanıyor, neşesi kaçıyor, arkadaşları tarafından dışlanıyor ve bu ruh haliyle büyümeye devam ediyor. Gençliği ve yetişkinliği de aynı. İnsanlara karşı uzak, soğuk. Arada hep mesafe var. Ve kitap boyuncada bu kadının içindeki boşluğu hissediyorsunuz yazar bunu çok iyi anlatmış. Neşeli, samimi olmayan, pek gülümsemeyen bir kadın. Kitap boyunca oğlu için çırpınıp duran bir kadın. Ve çok zeki bir kadın... 
     Bobby Dodge ise bu kitapta tetikçi. Catherine polisi arıyor "Kocam oğlumla beni rehin aldı elinde silah var" diye. Ve sonra 2el silah sesi duyuluyor. 
    Bobby olay yerine geliyor ve dürbününden evi seyrediyor. Eli silahlı Jimmy Gagnon namlunun ucunda Catherine ve oğlu Noah. Ve Bobby o an bir polislik iç güdüsüyle ateş edip Jimmy'yi öldürüyor. 
    Ve herşey o atıştan sonra başlıyor. En önemli ayrıntı ise Catherine'in kocasının vurulmasından sonra pencereye , Bobby'ye dönüp teşekkür etmesi. 
    Şimdi burada oğlunun ölümünü kaldıramayan bir baba var üstelikte bir yargıç. Baba Gagnon Jimmy'nin ölümü için Catherine'i suçluyor ve Noah'yı Catherine'den almaya çalışıyor. Şunu da belirteyim Noah hasta ve bu hastalığın bir tedavisi yok. Bu hastalığın ne olduğu da belli değil. Çözüm aşaması da kitabın ana konularından biri. 
   Bay Bosu kısmı ise neyse spoilerı vereyim Bay Bosu aslında Catherine'i kaçıran adam. Catherine'den intikam almak için ona türlü oyunlar oynuyor ( ampullerle yaptığı bir tanesi var ki ben bile ürpermiştim) ona psikolojik baskı yapıyor ve adım adım ona yaklaşıyor.
  Bu olanlar yetmezmiş gibi bir de kocasını dolaylı olarak öldürmekten suçlanıyor. Hem de aynı zamanda Saklambaç kitabının karakterlerinden biri olan Dedektif D.D. Warren tarafından. Bobby'nin deyimiyle at gözlüklü, inatçı D.D. . 
    D.D. tam bir polis. Sert , tuttuğunu koparan, azimli. Ve Catherine'den hiç hoşlanmıyor.
Bobby'nin Catherine'e yaklaşımı hep centilmence olmuştur. Gerektiğinde ona yardım etmiştir. Hatta aralarında güçlü bir çekimde vardır ki bu çekim hem kanunlara aykırı hem de ikisinin de işini çok zorlaştırıyor. 
   Çünkü Bobby Catherine ile yasak ilişki yaşamaktan ve ustaca bir plan hazırlayarak Jimmy'yi öldürmekten suçlanıyor.
    Yazar ise 12 yaşından beri hayata küsmüş bir kadını, hastalık hastası bir çocuğun yaşadıklarını, yaşak bir aşkın sonuçlarını, bir dedektifin düşüşünü ve bir adamın intikam planını o kadar güzel anlatmış ki hakikaten kitabın etkisinde kalıyorsun . İlerleyişi yavaş gelebilir ki başları öyle ama geneli hakkında konuşursak okunulası bir kitaptır diyorum ve bitiriyorum
                      
                                                                                                            İyi okumalar ^^


20 Haziran 2013 Perşembe

Saklambaç-Lisa Gardner (Polisiye-Cinayet)

 Öncelikle kitabın tanıtımına bir bakalım ;
   
Massachusetts'te terk edilmiş bir akıl hastanesinin bahçesinde ortaya çıkarılan mumyalanmış altı tane ceset Bobby Dodge'un en kötü kabuslarını diriltmişti.Öleli ve toprak altına gireli yıllar olmuş bir katilin peşindeki dedektifin tek ipucu ölü bir kadının boynunda asılı.

Annabelle Granger'ın hayatı saklanmakla geçmişti.Sürekli yollarda geçen çocukluğu yeni şehirler ve sahte kimliklerle birbirine karışmıştı.Ancak ailesinin neden yada kimden kaçtığını asla öğrenememişti.Yerin altından, üzerinde kendi isminin yazılı olduğu bir ceset çıkarıldığında artık kaçmak için çok geçtir.O nasıl olsa bulur sizi...


Bu yeni tehlike,ölen seri katilin taklitçisi,yardımcısı yada eski bir işbirlikçi olabilir.Dodge için Annabelle Granger'ın esrarını çözmenin tek bir yolu vardır ve bunun için de eski sevgilisi,ortağı ve arkadaşı Boston Emniyeti'nden D.D. Warren ile birlikte çalışmak zorundadır.

Gerilim yüklü açılış sayfalarından şaşırtıcı sonuna kadar temponun hiç azalmadığı Lisa Gardner en derin ve karanlık korkularımıza kadar iniyor. Ta ki saklanacak bir yer kalmayana dek...



Kitabın baş karakteri Annabella Granger isminde 30'lu yaşlarında bir kadın. Annabella hayatı boyunca   kaçmış. Neyden kaçtığını bilmiyor. Ailesi sürekli taşınmış. Yeni şehirler yeni kimlikler yeni okullar... Annabella hiçbir zaman neden sürekli taşınıp durduklarını öğrenememişti. Annesi ve babasının ölümünden sonra doğduğu yer olan Massachusetts/Boston'a geri döndü ve orada kendine bir hayat kurdu. Küçük bir eve taşındı. Hem kafede garsonluk yapıp hem de perde dikmeye başladı. Ve bir de köpek aldı. Hiç arkadaşı yok. Doğru düzgün sohbet ettiği tek kişi USP şöförü olan Ben isimli bir adam. Sonra bir gün Annabella haberlerde bir ceset üzerinde kendi isminin yazılı olduğunu (tabi doğum ismi olan Annabella Mary Granger. Annabella kitapta Tanya Nelson ismini kullanıyordu) öğrenir ve her şey böyle başlar...

    

             Annabella güçlü karakterlerden. Nasıl dövüşeceğini ve kendini nasıl savunacağını çok iyi biliyor. Babası küçüklüğünden beri onu eğitmiş. Zeki biri ve zor durumda kaldığında kendini nasıl kurtaracağını çok iyi biliyor.
       Hikayenin bir de Bobby Dodge kısmı var. Bobby soruşturmada sorumlu dedektif. Önceden rütbesi daha yüksekti de cezalandırıldı. Ki bu konu yazarın TEK BAŞINA adlı kitabında anlatıldı. İki kitap arasında da bağlantı var, oraya geleceğim.
     Annabella haberlerden 6 kız çocuğu cesedinin bulunması olayını duyunca kurbanlardan olmadığını açıklamak için polis merkezine gidiyor ve Bobby ile böyle tanışıyorlar.
     Kitabın ilerleyişi akıcı. Yani tabi psikolojik tarzda yazılarda var ve olmalı da. Kötü bir çocukluk-gençlik dönemi geçirmiş bir kadın ve mesleğinin en parlak zamanlarında rütbesi düşürülen bir adam var.
   
     Kitabı 5 defa okumuşumdur. İlk okuduğumda 14 yaşındaydım, okuduğum ilk polisiye romandı. Hem o yüzden hem de karakterler ve konu açısından benim için çok ayrı çok başka bir kitaptır.  Diyologlar çok iyi. Gardner da çok başarılı bir yazar. Okuyucuyu şoke etmeyi, heyecanlandırmayı çok iyi biliyor. Seveceğinizden eminim ;)
                                                             Hoşçakalın ^^

NOT: Saklambaç kitabını okumadan önce Tek Başına kitabını okumanızı tavsiye ederim. O kitapla bağlantılar, göndermeler var çünkü